Türkiye’nin ismi artık daha fazla duyulacak!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kacır, Bursa Uludağ’da düzenlenen ve 11 Ağustos’a kadar sürecek olan TÜBİTAK’ın 26. Gökyüzü Müşahede Etkinliği’nde basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

TÜBİTAK’ın 26 yıldır gökyüzü müşahede aktiflikleri düzenlediğini belirten Kacır, evvelki yıllarda Antalya, Diyarbakır ve Erzurum dahil Türkiye’nin farklı noktalarının akabinde bu yıl birinci sefer Bursa’da bu aktifliği icra ettiklerini söyledi.

Bu yıl yalnızca 1 hafta davette bulunmalarına karşın yaklaşık 15 bin ile rekor sayıda müracaat aldıklarını vurgulayan Kacır, “Bunun, Türkiye’nin 2024’ü adeta uzay yılı olarak yaşıyor olmasının doğal bir sonucu diye düşünüyorum. Zira 2024’ün birinci haftalarında Türkiye’nin birinci astronotu Alper Gezeravcı Memleketler arası Uzay İstasyonu’na 18 günlük seyahate çıkmış ve 13 farklı bilimsel deneyi orada icra etmişti. Böylece Türkiye’nin beşerli birinci Uzay Bilim Misyonu’nu gerçekleştirmişti. O misyon Türkiye’de bilime ve uzay bilimine olan ilginin sıçramasına vesile oldu. Biz o misyonun çabucak akabinde TÜBİTAK bilim dergilerimize ilginin de katlanarak arttığını gördük. Bugün TÜBİTAK Bilim mecmualarının abone sayısı bir evvelki yılın 5 misli seviyesinde.” diye konuştu.

Kacır, sonraki aylarda Tuva Cihangir Atasever’in yörünge altı araştırma misyonunu gerçekleştirdiğini, akabinde Türkiye’nin birinci ulusal haberleşme uydusu Türksat 6A’yı uzaya gönderdiklerini hatırlattı.

– “BU SEYAHATİ DAHA DA HIZLANDIRACAĞIZ”

Uzay bilimi ve teknolojilerinde gerçekleştirdikleri değerli işleri anımsatan Kacır, şöyle devam etti:

“Önümüzdeki periyotta bütün bu seyahati daha da hızlandıracağız ve bunun için de insan kaynağımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Gökyüzü müşahede etkinliğinde yüzlerce gencimizin Türkiye’nin tüm kentlerinden bizimle buluşması aslında bu niyette olduğumuzun en somut göstergesidir. Onların uzay merakını güçlendirebilmek ismine kurduğumuz istasyonlarda astronomlarla ve bu yıl birinci sefer artık Türk astronotlarla uzay müşahedeleri yapmasını sağlıyoruz. Burada eğitimler, seminerler, çalıştaylar düzenliyoruz. Farklı alanlarda çalışma yürüten bilim insanlarımızla gençlerimizi bir ortaya getiriyoruz ve umut ediyoruz ki burada bizimle birlikte olan gençlerimizin ortasından Türkiye’nin birçok bilim insanı, Alper Gezeravcıları, Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları yetişsin. Onlar daha büyük işlere imza atsınlar ve Türkiye Ulusal Uzay Programı’ndaki amaçlarını bir bir gerçekleştirmeye Ulusal Teknoloji Atılımı ufkuna yürümeye devam etsin.”

Kacır, aktifliğe çok farklı yaş kümelerinden iştirakçiler olduğunu lisana getirerek, uzaya yüksek merak duyanlar, yıllar boyunca uzayın peşinde koşanlar ve uzayı gözlemleyenlerden de buraya gelenler olduğunu anlattı.

– “YARIŞTA BİZ DE VARIZ”

Medeniyet kodları prestijiyle uzaya ilgi duyan bir millet olduklarına dikkati çeken Kacır, bu medeniyetin bilim insanlarının vaktiyle uzay araştırmalarına insanlık tarihinde öncülük ettiğini söyledi.

Kacır, bu alanlara öncülük eden bir medeniyet olmalarına rağmen son yüzyılda bu yarışta birkaç adım geri kaldıklarını söz ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi tekrar ‘Yarışta biz de varız’ diyoruz. Tekrar yarışta öne çıkabilmek ismine adeta bir toplumsal seferberlikle toplumun kültürel kodlarını da dönüştürerek bilime ve teknolojiye olan ilgiyi yükseltiyor, peşi sıra tezli projeleri programları hayata geçirerek aslında Ulusal Uzay Programı’nı icra ederek bu yarışa Türk milletinin dahil olmasını sağlıyoruz. Ben görüyorum ki yürüttüğümüz Ulusal Uzay Programı projeleri önümüzdeki devirde gerçekleştireceğimiz Ay Programı üzere savlı maksatları olan projeler, milletimizde muazzam bir ilgi ve heyecan uyandırıyor. Biz milletimizle bilhassa de gençlerimizle birlikte bu heyecanı yükseltmeye devam edeceğiz.”

– “TÜRKİYE’NİN İSMİ ARTIK DAHA FAZLA DUYULACAK”

Sanayi ve teknolojinin tüm alanlarda da muazzam bir dönüştürücü tesire sahip olduğunu kaydeden Kacır, bilhassa üretim ötesindeki bölümlerde kuvvetli bir değişime sebebiyet verdiğini lisana getirdi.

Kacır, vazifelerinin aslında Türkiye’nin yüksek teknolojiyle bilhassa insanlık ailesinin ortak problemlerine tahlil bulma savına sahip bir ülke haline gelebilmesi olduğunu bildirdi.

Bunun için tüm alanlarda dönüşümü tetikleyen işler yapmaya çaba ettiklerini vurgulayan Kacır, şu sözleri kullandı:

“Yüksek teknolojinin nihayetinde insanlık faydasına geliştirilmesine örnek teşkil edecek işleri önceliklendiriyoruz. İnanıyoruz ki yüksek teknoloji lakin insanlığa hizmet ettiği ölçüde değerlidir. Yüksek teknoloji, bugünün dünyasında sahip olanlar tarafından zalimce insanlığın aleyhine kullanılabiliyor. O vakit bize düşen hem yüksek teknoloji geliştirme seyahatinde hızlanmak hem de yüksek teknolojiyi insanlık faydasına geliştirme konusunda insanlığa örnek olmak ismine işler, projeler gerçekleştirmek. Son periyotta mobilite teknolojilerinde yürütülen çalışmalarda çevresel tesir gözeterek yürütülen yüksek teknoloji projelerinde, iklim değişikliğiyle gayrete yönelik projelerde, Türkiye’nin ismi artık daha fazla duyuluyor ve daha fazla duyulacak. Türkiye yenilikçi teknolojilerin üretim, AR-GE ve inovasyon üssü haline gelecek. Önümüzdeki periyotta tüm yatırım programlarımızda bu gayeleri önceliklendirmeye devam edeceğiz ve Türkiye’nin yenilikçi teknolojilerin geliştirme ve üretim üssü haline gelebilmesi için eforlarımızı daha da kuvvetli bir formda sürdüreceğiz.”

– “FARKINDALIKTAN DAHA ÇOK SORUMLULUĞU OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”

TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da 1998’de başlayan gökyüzü müşahede etkinliklerinin toplumda bir gök bilim farkındalığı oluşturduğunu söyledi.

Asıl maksatlarının da bu farkındalığı oluşturmak olduğunu belirten Mandal, şöyle konuştu:

“Bugün için artık o farkındalıktan daha çok sorumluluğu oluşturmaya çalışıyoruz. Buraya gelen ve ‘Bu alanda sorunu çözeceğim, bu alanda tasarım yapacağım, geliştireceğim’ diyen gençlerimiz var. Gençlerimiz ve çocuklarımızdan nitekim umutluyuz. Ben gelecek yıllarda gökyüzü müşahede etkinliğimizde bu eğilimin artarak devam edeceğini inanıyorum, gençlerimize ve çocuklarımıza güveniyorum.”